7 Eylül 2014 Pazar

LİDERLİK VE İNSANA DOKUNMAK

Dostlarım merhaba,

Liderlik üzerine sohbetlerimize devam etmek, Liderlik ve İnsana Dokunmanın altını çizmek için yaşadığım bir anımı Sizlerle paylaşmak istiyorum.

Türkiye’nin önde gelen Sigorta Şirketlerinden birinde Yönetici olarak çalışırken, boşalan üst düzey yönetici koltuklarından iki tanesine arka arkaya dışarıdan atamalar yapılmıştı.

Bir süre sonra en tepe konumdaki Yöneticimizden, tanışmak amaçlı ziyaretlere başlayacağının duyurusunu almıştık. Şirketin direksiyonundaki kişiyi yakından görecek olmaktan dolayı çok heyecanlanmıştık.

Yaklaşık 1 hafta sonra, rutin çalışma günlerinden birinde Liderimiz kapıda göründü, ziyaretlere başlamıştı, bir süre sonra sıra benim bölümüme geldi. Sıkı ve içten bir tokalaşma sonrası, masamın önünde karşılıklı duran koltuklarından bana yakın olana oturdu. İlk dikkatimi çeken mütavazi bir tavrının olmasıydı, iş dünyasında herkesin çok iyi tanıdığı bir ismin bu kadar alçakgönüllü olmasını açıkçası hiç beklemiyordum. Kendinden emin ve babacan bir ses tonu ile sorular sordu;
Nasılsın? Neler yapıyorsun? Bu şirketten ve benden beklentilerin nedir?
Soruları yanıtlarken ilk dikkatimi çeken beni gerçekten dinlediği ve anlaşıldığımı hissettiren bir beden dili kullanmış olduğuydu. Ziyaret tam 5 dakika sürmüştü. Bu kadar kısa sürede o kadar sağlam bir bağ kurulmuştu ki aramızda, temelinde dinlenilmek, anlaşılmak, saygı duyulmak ve kendimi güvende hissetmem yatıyordu.

İnsana değer verdiğini gösteren bir Lidere duyulan güven.

Arkasından bir alt pozisyondaki üst düzey yöneticimizden, tanışma amaçlı ekiplerimizle bir araya geleceğini belirten bir mail almıştık. Direkt çalışma içinde olacağımız kişiyle tanışacakları için ekiplerimiz çok heyecanlanmışlardı. Biraz disiplinli bir yapısı olduğu söylentileri yayılan Yöneticimizi karşılamak için bir öğle yemeğinde ekip olarak hazırdık. Kendisi bir yandan yemeğini yerken bir yandan da genellikle gözleri önünde ekibe birkaç soru sormuştu. Söylediğinden tek hatırladığım “ 7/24 çalışacağız arkadaşlar, sizden gerekirse ailelerinizi bile unutmanızı istiyorum” olmuştu. Yaklaşık yarım saat süren bu buluşmada hiçbir temel atılamamıştı. Çalışanlar kendilerini emirle yönetmeye çalışan bir tavırla karşılaşmışlardı.

O günden itibaren 7/24 çalışma politikası şirket genelinde uygulanmaya başladı. Ancak buna sadece bunu isteyen uymuştu ve yıllar sonra sonuç başarısızlık olarak geri dönmüştü.  

Sadece görevi odağına alan ve bunu gerçekleştirecek insanı es geçen yönetim tarzı artık tutmuyor Dostlar. Kısa vadede belki bir çıkış yaratıyor ancak orta ve uzun vadede sonuç olumsuz olarak gerçekleşiyor.
Küreselleşmenin ve bilginin çok hızlı yayılması, günümüz yönetim ve liderlik modellerinin değişimini gerektirmekte, “ Ben değil onlar değişsin ! “ diyen yaklaşımlar da artık tutmuyor.

Değişmesi gereken ilk önce Yöneticiler ve gerçekten Lider olmak isteyenler.

Eğer Yöneticiyseniz ve ekibinizden performans artışı bekliyorsanız, aynı yöntemlerle aynı sonuçları elde edemeyeceğinizi tekrar hatırlatmak isterim.

Farklı uygulamalar yapmak için değişime önce kendinizden başlamalısınız.

Değişim yolculuğunuzda başarılı ve keyifli öğrenmeler diliyorum.


Görüşmek üzere, sevgilerimle.
Meral Dal
Kurucu, Yönetici ve Liderlik Koçu
Gelişim Gezginleri Grup

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder