LİDERLİK VE İNSANA
DOKUNMAK
Dostlarım merhaba,
Liderlik üzerine sohbetlerimize devam etmek, Liderlik ve İnsana
Dokunmanın altını çizmek için yaşadığım bir anımı Sizlerle paylaşmak istiyorum.
Türkiye’nin önde gelen Sigorta Şirketlerinden birinde
Yönetici olarak çalışırken, boşalan üst düzey yönetici koltuklarından iki tanesine
arka arkaya dışarıdan atamalar yapılmıştı.
Bir süre sonra en tepe konumdaki Yöneticimizden, tanışmak
amaçlı ziyaretlere başlayacağının duyurusunu almıştık. Şirketin direksiyonundaki
kişiyi yakından görecek olmaktan dolayı çok heyecanlanmıştık.
Yaklaşık 1 hafta sonra, rutin çalışma günlerinden birinde Liderimiz
kapıda göründü, ziyaretlere başlamıştı, bir süre sonra sıra benim bölümüme geldi.
Sıkı ve içten bir tokalaşma sonrası, masamın önünde karşılıklı duran koltuklarından
bana yakın olana oturdu. İlk dikkatimi çeken mütavazi bir tavrının olmasıydı,
iş dünyasında herkesin çok iyi tanıdığı bir ismin bu kadar alçakgönüllü
olmasını açıkçası hiç beklemiyordum. Kendinden emin ve babacan bir ses tonu ile
sorular sordu;
Nasılsın? Neler yapıyorsun? Bu şirketten ve benden beklentilerin
nedir?
Soruları yanıtlarken ilk dikkatimi çeken beni gerçekten
dinlediği ve anlaşıldığımı hissettiren bir beden dili kullanmış olduğuydu. Ziyaret
tam 5 dakika sürmüştü. Bu kadar kısa sürede o kadar sağlam bir bağ kurulmuştu
ki aramızda, temelinde dinlenilmek, anlaşılmak, saygı duyulmak ve kendimi
güvende hissetmem yatıyordu.
İnsana değer verdiğini
gösteren bir Lidere duyulan güven.
Arkasından bir alt pozisyondaki üst düzey yöneticimizden,
tanışma amaçlı ekiplerimizle bir araya geleceğini belirten bir mail almıştık.
Direkt çalışma içinde olacağımız kişiyle tanışacakları için ekiplerimiz çok heyecanlanmışlardı.
Biraz disiplinli bir yapısı olduğu söylentileri yayılan Yöneticimizi karşılamak
için bir öğle yemeğinde ekip olarak hazırdık. Kendisi bir yandan yemeğini yerken
bir yandan da genellikle gözleri önünde ekibe birkaç soru sormuştu. Söylediğinden
tek hatırladığım “ 7/24 çalışacağız arkadaşlar, sizden gerekirse ailelerinizi
bile unutmanızı istiyorum” olmuştu. Yaklaşık yarım saat süren bu buluşmada
hiçbir temel atılamamıştı. Çalışanlar kendilerini emirle yönetmeye çalışan bir
tavırla karşılaşmışlardı.
O günden itibaren 7/24 çalışma politikası şirket genelinde uygulanmaya
başladı. Ancak buna sadece bunu isteyen uymuştu ve yıllar sonra sonuç
başarısızlık olarak geri dönmüştü.
Sadece görevi odağına alan ve bunu gerçekleştirecek insanı es
geçen yönetim tarzı artık tutmuyor Dostlar. Kısa vadede belki bir çıkış yaratıyor
ancak orta ve uzun vadede sonuç olumsuz olarak gerçekleşiyor.
Küreselleşmenin ve bilginin çok hızlı yayılması, günümüz
yönetim ve liderlik modellerinin değişimini gerektirmekte, “ Ben değil onlar
değişsin ! “ diyen yaklaşımlar da artık tutmuyor.
Değişmesi gereken ilk önce Yöneticiler ve gerçekten Lider
olmak isteyenler.
Eğer Yöneticiyseniz ve ekibinizden performans artışı
bekliyorsanız, aynı yöntemlerle aynı sonuçları elde edemeyeceğinizi tekrar
hatırlatmak isterim.
Farklı uygulamalar yapmak için değişime önce kendinizden
başlamalısınız.
Değişim yolculuğunuzda başarılı ve keyifli öğrenmeler
diliyorum.
Görüşmek üzere, sevgilerimle.
Meral Dal
Kurucu, Yönetici ve Liderlik Koçu
Gelişim Gezginleri Grup
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder